- kuvvet
- (-ti)
а1) си́ла в разн. знач.; мощь, кре́пость, могу́щество2) вое́нные си́лы, вое́нная мощь
kuvvet kaydırmak — перебра́сывать войска́
3) мат. показа́тель сте́пени
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
kuvvet kaydırmak — перебра́сывать войска́
Büyük Türk-Rus Sözlük. 2014.
kuvvet — is., Ar. ḳuvvet 1) Fiziksel güç, takat Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok. Y. Z. Ortaç 2) Şiddet, zor, cebir Kuvvet kullanmak. 3) Yetke, erk, nüfuz 4) Dayanıklı olma durumu 5) mec. Güç Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini hangi şahsi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KUVVET — Sükunette bulunan cisimleri harekete, hareket ettikleri sükunete getirmeğe muktedir olan sebeb. (Kuvvet, te sir ettiği cisimlerin hâricindedir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KUVVET-ÜZ ZAHR — Arka veren kuvvet. Yardımcı, imdadcı kuvvet. Geriden gelen yardımcı. * İcabında arkadan yardımcı olacak asker kuvveti. İmdâda hazır asker … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kuvvet çifti — is., fiz. Birbirine paralel ters yönde ve eşit ağırlıkta iki kuvvetin oluşturduğu kuvvet takımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvet vermek — (bir şeye) bir konuya çok önem vermek Matematiğe kuvvet verince öbür derslerini yetiştiremedi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvet — (A.) [ تﻮﻗ ] 1. güç. 2. askerî güç … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MİKYAS-I KUVVET — Kuvvet ölçer. Dinamometre … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kuvvet komutanları — is., ç., ask. Kara, deniz, jandarma ve hava kuvvetleri komutanlarına toplu olarak verilen ad … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvet almak — herhangi bir yardımla gücü artmak, kuvvetlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvet bulamamak — cesaret edememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
KUVVET-İ DEVLET — Devletin kuvveti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük